YENİ SEYAHAT TRENDLERİ

Anında tatmin, hızlı teknolojik gelişmeler ve bitmek bilmeyen telaşın egemen olduğu bu çağda, seyahat konusunda da yeni arayışlar ve var olan tüketim çılgınlığına karşı duran bazı akımlar var. Her alanda faydalanılan yapay zeka, seyahat planlamasında da giderek artan bir tercih olmaya devam edecek. Gece müze gezmelerini, gece yıldız gözlemleme etkinliklerini daha sık duymaya başladık. Gece aktivitelerinin yoğun olduğu, “Nocturism” denilen bu tarz seyahat trendleri önümüzdeki yıllarda daha da artacak. Ayrıca küresel ısınmayla birlikte özellikle yüksek sıcaklıkların görüldüğü yaz aylarında, insanlar kaçacak daha serin yerler aramaya başladı. Bu akım için de özgün bir ad yaratıldı: “Coolcation”. Güneş aktivitelerinin yoğun olduğu 2025 yılında, kuzey ışıklarının görülme olasılığı ve sıklığının arttığı kuzey ülkeleri her zamankinden daha da çok revaçta!

Tüketim karşıtı seyahat trendlerine gelince, bunun öncülüğünü üç temel akım oluşturuyor. “Nesting” akımıyla, boş zamanlarında yaşadığın evi güzelleştirmeye yatırım yapıyorsun. Ev ortamının cazibesi arttıkça da daha fazla evde vakit geçirme isteğin artıyor. Yani her tatil fırsatını evde değerlendirmek için sabırsızlanıyorsun. Tüketim karşıtı “Freeganizm” ilkesini seyahate uyguladığında ise lüks restoranlar, Instagram’da gördüğün yeni açılan popüler bir cafe’yi ziyaret etmek yerine daha az tüketmek üzere hostellere, yerel pazarlara, ikinci el dükkanlarına, süpermarketlerin son tüketim tarihi yaklaşan indirimli ürünlerine yöneliyorsun. Staycation ile ise gerçek anlamda evde tatil moduna geçip günlük koşuşturmacada keşfedemediğin yerel güzelliğin yeniden farkına varıp derinlemesine keyfine varıyorsun. Yani mahallende bir turist oluyorsun.

Nesting, freeganizm ve staycation, kendilerine özgü yollarıyla, konfor, başarı ve mutluluğun modern tanımlarına meydan okuyor ve onlara yeni anlamlar yüklüyor. Mutluluğun her zaman bir sonraki büyük alışveriş veya bir sonraki yurtdışı macerasıyla ilgili olmadığı, evde pişirilmiş bir yemekte ya da yerel bir parkta yürüyüşte de bulunabileceği bir dünyayı savunuyorlar. Hızla gelişen bir dünyada, bu hareketler bize durmamızı, etrafımıza bakmamızı ve gerçek anlamda anın keyfine varmamızı hatırlatıyor. Tüm gürültünün ortasında sessizliğin, tüm kaosun ortasında sadeliğin güzelliğine; bir şeylerin peşinde koşturmak yerine elinde var olanın kıymetini bilmenin önemine dikkat çekiyorlar. İşte gündemdeki seyahat trendlerini ve anlamlarını senin için derledik.

GECE KEŞFETMEK BİR BAŞKA: NOCTURISM

Noctourism, Latince geceye ait anlamına gelen “nocturnus” kelimesinden geliyor. Seyahate uygulandığında ise noctourism, gündüz kalabalığından uzaklaşarak şehirlerin farklı bir yüzünü keşfetmek ve doğanın başka bir haline şahit olmak anlamına geliyor. “Gece turizmi” olarak Türkçe’ye çevirebileceğimiz bu seyahat akımı, geç saatlere kadar açık müzelerden, biyolüminesans yani ışık saçma özelliğine sahip canlıların olduğu sahillere, metropolü gece gezmekten kuzey ışıklarını izlemeye kadar gece seyahat deneyimlerini kapsıyor. En popüler rezervasyon sitelerinden Booking.com nocturism’i 2025’in en önemli seyahat trendlerinden biri olarak adlandırdı ve  “insanların özellikle kalabalık turist tuzaklarını ziyaret etmektense, daha serin olan akşam ve erken sabah saatlerinde aktiviteler sunan destinasyonları tercih ettiğini” belirtti.

KÜRESEL ISINMA İLE SOĞUK YERLER ARAMA: COOLCATION

İklim değişikliği sebebiyle, Akdeniz çevresindeki geleneksel yaz tatili merkezlerindeki sıcaklıklar rekor kırmaya devam ediyor. Güney Avrupa’da tatil yapmaya alışkın olanlar için soru “sıcak olan yer neresi?” sorusundan “sıcak olmayan yer neresi?” sorusuna kaydı. Soğuk yerlere seyahat etme isteğini anlatan “Coolcation” ile gezginler Avrupa’daki bir plaj kaçamağı yerine kutup bölgesinde Kuzey Işıkları’nı kovalamayı tercih ediyor. 2024’te Finlandiya ve Norveç’e yapılan rezervasyonlarda artış görüldü ve yaz sıcaklıklarının 20’lerin ortasında olduğu Kuzey Avrupa’ya daha fazla turistin gitmesi bekleniyor. Ayrıca 2025’te güneş aktivitesi 11 yıllık döngüsünde, en yüksek seviyesine ulaşacak ve Dünya atmosferiyle etkileşime girecek. Böylece güneşten ortalamadan daha fazla sayıda yüklü parçacık gelerek aurora izleme fırsatları yaratacak. Bu sebeple birçok seyahat firması Finlandiya Laponyası ve Norveç’in Lofoten Adaları’nı, ayrıca Svalbard ve İzlanda’yı bunları görmek için başlıca destinasyonlar olarak gösteriyor.

YAPAY ZEKA İLE SEYAHAT PLANLAMA

Bir seyahat planlarken, göz önünde bulundurman gereken çok fazla ayrıntı olduğu için bazen bunalabilirsin. Çok yoğun çalıştığın bir dönemde, az vakitle bu kadar ayrıntı üzerinde araştırma yapan da zor olabilir. Son dönemde hayatımızın birçok alanına giren yapay zeka ise seyahat planlamalarını hiç olmadığı kadar kolaylaştırabilir. Yapay zeka destekli araçlar kişiselleştirilmiş öneriler, gerçek zamanlı bilgiler ve basitleştirilmiş deneyimler sunarak dünyayı keşfetme şeklimizi değiştiriyor. Seyahat planlamasında teknoloji artık daha büyük bir rol oynamaya başlıyor.

Yapay zeka, ilgi alanlarına ve tercihlerine göre rotalar, turistik yerler ve aktiviteler önerebilir. İster doğayı, ister tarihi veya yemeği seviyor olun, yapay zeka sadece size özel seyahat rotaları oluşturur ve kişiselleştirilmiş önerilerle sizi cezbedebilir. Seyahat süresini, mesafeleri ve ziyaret edilecek mekânların çalışma saatlerini göz önünde bulundurarak seyahat rotanı optimize edebilir. Verileri gerçek zamanlı olarak işleyip analiz ederek güncel bilgiler ve öneriler sunar. Bir yolculuğa çıkarken, trafik koşulları, hava durumu tahminleri ve daha az kalabalık olan yakındaki turistik yerler hakkında gerçek zamanlı öneriler almak için yapay zeka destekli uygulamaları kullanmak gerekebilir.

Yapay zeka uçuş, konaklama ve diğer seyahat ihtiyaçlarının rezervasyon aşamasında da devrim yarattı. Yapay zeka destekli sohbet robotları ve sanal asistanlar en iyi fırsatları bulmayı kolaylaştırarak anında destek sağlıyor ve rezervasyonlarınızı planlamayı basitleştiriyor. Uçuş rezervasyonu yaparken çok fazla seçenek görmek bazen bunaltıcı olabilir. Yapay zeka, bütçene ve tercih ettiğin seyahat tarihlerine en uygun uçuş seçeneklerini önermek için fiyatları, müsaitlik durumunu ve müşteri yorumlarını analiz edebilir.

YUVANI GÜZELLEŞTİR: NESTING

Nesting, İngilizce yuva anlamına gelen “nest” kelimesinden türemiş. Bu trend, gerçek bir yuva sıcaklığı kattığın evinde kalarak ve evini güzelleştirerek tatil yapmayı öneriyor. İçsel huzuru yakaladığın ve sıcaklığı hissettiğin bir sığınak olarak evinde, kendini özgürce ifade edebildiğin, yaratıcı aktivitelerde bulunabilirsin. Evde spa günü yapmak, yeni tarifler denemek, kitap okumak, film izlemek, eski eşyaları yenileyip dönüştürmek gibi aktiviteler, nesting kapsamına giriyor. Bu trendin yükselişiyle birlikte, dijital medya ve çeşitli yayın platformları, hem eğlendirici hem de öğretici içerikler üretmeye daha çok çaba sarf etmeye başladılar. “Kendin yap” denilen el sanatları, değişik yemek tarifleri ve bahçeyle ilgili içeriğe sahip blog ve sosyal medya hesaplarının artışı, bireylerin de artık kendi mekânlarını güzelleştirmeye çalışırken, kişisel dokunuş da katmaya, özel günlerini ve tatillerini daha kişiselleştirmeye istekli olduklarını gösteriyor.

TÜKETİM KARŞITI: FREEGANIZM

Bedava anlamına gelen “free” ile hayvansal herhangi bir ürünü tüketmemeyi savunan “vegan” kelimelerinin birleşmesiyle oluşan freeganizm, atılan her türlü gıdanın geri dönüşümünün yapıldığı, israfa ve fazla tüketime karşı duran bir akım. Tüketime yönelik cesur bir eleştiri. Sadece atılmış yiyecekleri kurtarmaktan daha fazlası; kaynaklara, sürdürülebilirliğe ve etiğe bakış açımızı değiştirmekle ilgili. Etrafımızda bu kadar çok şey varken neden sürekli daha fazlasını arıyoruz? Aynı şekilde seyahatte de lüksü değil samimi olanı aramak, seyahat ederken en az şekilde tüketmek, tüketebildiğinden fazlasını paylaşmak bu akımın getirdiklerinden. Bu tarz seyahat anlayışında çevre dostu ulaşım araçlarını tercih etmek, giysi takasları yapmak, geri dönüşüm ve sürdürülebilir yaşam atölyelerine katılmak, takas karşılığında örneğin çiftlikte çalışarak barınma ve yiyecek ihtiyaçlarını gidermek de var. Bu akımı benimseyenler, yerel pazarlarda fazla kalan ürünleri, süpermarketlerin son tüketim tarihleri yaklaşan ya da geçen ürünlerini edinerek, ikinci el pazarlara giderek bu akımın en önemli hedefi olan tüketimi en aza indirmeyi hedefliyor.

TAŞINMADAN TATİL: STAYCATION

Staycation, nesting ve sürdürülebilirlik temasıyla güçlü bir bağ kuran yükselen trendlerden biri. Staycation, tatil için uzaklara gitmek yerine olduğun şehirde kalmayı tercih etmeyi ifade ediyor. Çalışırken vakit bulup da gidemediğin, kendi şehrindeki müzeleri gezebilir, tarihi mekânları keşfedebilir, yeni restoranları deneyebilir veya doğayla iç içe vakit geçirebilirsin. Yerel müzeleri, antik kentleri, parkları ve kültürel etkinlikleri yeniden keşfetmek, sadece karbon ayak izlerini azaltmakla kalmaz aynı zamanda toplum bağlarını da güçlendirir. Yurtdışında staycation akımı kapsamında, evinde kalarak turist gibi hissetmek isteyenler için 5 yıldızlı otellerin eve otel hizmeti getirdiği paketler de var. Bir gün boyunca tüketeceğin menüden evde spa hizmetine, fitness eğitmeninden ziyaret edilecek yerleri planlayan rehberlik hizmetine kadar sanki bir otel hizmeti alıyormuşçasına tatilde hem de kendi evinde bu konfora sahip oluyor ve yaşadığın şehirde bir turist gibi gezebiliyorsun.

Gelecek yılları şekillendirecek seyahat trendlerinden bahsettiğimiz bu yazıda, kendi yaşam tarzına uygun bulduğun fikirleri sıradaki tatil deneyiminde uygulayabilirsin. Çıkacağın macerada seni konforlu hissettirecek kıyafet ve ekipman için The Moose Bay ürünlerine göz atmayı unutma!

Doğa severlere doğaya çıkış yolu açmak ve buradan aldığı ilhamla stil önerileri, ipuçları ve çok daha fazlası ile
 The Moose Blog
 şimdi sizlerle

Bizi Takip Edin