MASALSI KIŞ MACERALARI İÇİN YURTDIŞI ROTALARI
Yılın en soğuk zamanları ve en çetin hava şartları kendini gösterirken, aynı zamanda kar yağışları ve doğanın hâkimiyeti ile daha az kalabalık ortamlar sayesinde kışın keyfini çıkarmak için de en güzel zamanlar… Eğer sen de kış tatilinde şehir karmaşasından uzaklaşarak doğada huzur bulmak ve yenilenmek istiyorsan senin için hazırladığımız yurtdışından sıra dışı rota önerilerine göz at.
BİR ALP MASALI: DOLOMİTLER
Kış ve kışla ilgili motifleri iliklerine kadar hissetmek isteyenler için biçilmiş kaftan Dolomitler. Doğasever, yürüyüşçü, dağcı, kayakçı ve motosikletçilerin gözdesi. İtalyan Alpleri olarak da bilinen Dolomitler, İtalya’nın kuzeyinde Avusturya sınırı boyunca uzanan bir doğa harikası. Tarihsel olarak Avusturya’yla iç içe geçmiş olmasının etkisiyle Almanca’nın hâkimiyeti de söz konusu. Neredeyse her dağın, her gölün, her kasabanın İtalyanca ve Almanca olmak üzere iki ismi bulunuyor. İsmi bir mineral olan dolomitten geliyor. Kalsiyum ve magnezyumlu karbonat bileşimi içeren bu mineralin soluk renkli görünümü, bu dağlara aynı zamanda soluk dağlar anlamına gelen “Pale Mountains” isminin de verilmesine sebep olmuş.
2 bin 350 metre yüksekliğe sahip dağlara ev sahipliği yapan bölge, muhteşem bir bitki örtüsüne ve çeşitli yaban hayvanlarına ev sahipliği yapıyor. Farklı zorluk derecelerine sahip kayak parkurları ile eğlenceli bir deneyim sunarken, spa merkezleri ile tüm yorgunluğa çözüm buluyor. Dolomitler’de dolaşmak için en uygun başlangıç noktası Bolzano. Misurina ile Braies Gölü ve Val Di Funes Köyü mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. Tüm dünyadan kayakçıların tercihi Val Gardena Kayak Merkezi’nin bir parçası olan Alpe di Siusi ise arkada gözüken sivri tepeleriyle oldukça meşhur bir fotoğraf noktası! Masalsı dağlar kadar bölgenin göl çeşitliliği de kendine hayran bıraktırıyor. Bir yanda buzul gölleri, yanında berrak sularıyla dağ gölleri ve şifa dağıtan termal göller. Yüzmeden göllerin etrafındaki parkurlarda tırmanışa, göl üzerinde sandal gezintilerinden kışın donan göl yüzeylerinde buz pateni yapmaya kadar oldukça geniş bir aralıkta aktivite seçeneği mevcut.
BUZ VE PENGUENLERİN ÜLKESİ: ANTARKTİKA
Bilindik kış rotalarından sıkıldıysan, unutulmayacak bir macera arıyorsan Antarktika seni bekliyor! Otalama 2 bin metre kalınlığında büyük bir buz katmanının zırh gibi örttüğü buzul ülkesi, her kâşifin hayali olsa gerek! Antarktika’nın en güzel yanı ise kimseye ait olmayışı. Hiçbir ülke, hiçbir çokuluslu şirket Antarktika kıtasında söz sahibi değil. Tamamen yaban hayatının hüküm sürdüğü el değmemiş coğrafyada, yeryüzünün en soğuk ve en fırtınalı iklimi egemen. Ortalama sıcaklık yaz aylarında -20 derece, kışın ise -70’leri buluyor. Penguenler, martılar, foklar ve balinalar burada yaşayan hayvanların başında geliyor. Bu ilginç kıtayı, gezginlere göstermek için dünyanın dört bir yanından lüks gemilerle turlar düzenleniyor. Cruise turlarından birine katılarak, Güney Kutbu’nu da içine alan bu kıtada sıra dışı bir tatil yapabilirsin. Antarktika’ya gitmek istersen en uygun zaman Güney Yarımküre’nin yazı yani aralık, ocak ve şubat.
Gemilerle yapılan turlarda, büyük penguenlerin üreme bölgelerini keşif, Minke balinalarını, ayı balıklarını ve el değmemiş vahşi doğal yaşamı gözlem, tarihi araştırma üslerini ziyaret, karlarla kaplı zirvelerle dev buz dağlarının çevrelediği beyaz kıta üzerinde yürüyüşler yer alıyor. Maceralı gemi yolculuğunun öncesi ve sonrası birer gün Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te konaklanılıyor. Gemiye ise “dünyanın ucu” olarak bilinen Ushuaia’dan biniliyor ve Drake Kanalı’nı geçip, bu gizemli kıtaya ulaşılıyor. Ana gemiden botlarla kıyıya çıkan gezginler, vahşi doğayı keşfediyor. Buzullar sayesinde dar bir geçit haline gelmiş Lemaire Kanalı’ndan geçerken balinalar, penguenler ve fil ayı balıklarını çok rahatlıkla gözlemleme fırsatı oluyor. Neumayer Kanalı ise ihtişamlı tepeleriyle nefesleri kesiyor. Ayrıca Deception Adası, Half Moon Adası, Yankee Limanı, Cuverville Adası, Errera Kanalı, Neko Limanı, Paradise Limanı, Almirante Brown Araştırma Üssü, Petermann Adası, Lockroy Koyu, Wilhelmina Koyu ve Brown Bluff da tur rotasında yer alıyor. 2022-2023 sezonunda kıtayı 70 binden fazla kişinin ziyaret ettiği kayıtlara geçmiş. Tur şirketlerinden biri geçilmesi en zorlu deniz olan Drake Boğazı’nı uçakla atlatarak doğrudan Antarktika’da gemiye katılmanızı sağlayan bir seçenek de sunuyor. İlgi ve merak arttıkça tur sayı ve çeşitliliği de zenginleşecek gibi görünüyor.
SIRBİSTAN KIŞIN BİR BAŞKA
Vizesiz yurtdışı seyahati düşünenler için 20’den fazla kayak merkezinin bulunduğu Sırbistan, kış tatillerinin yeni gözdesi olmaya aday. Balkan Yarımadası’nın merkezinde yer alan ülke, bu avantajlı jeopolitik konumu nedeniyle kar yağışı açısından da verimli; aralıktan nisana kadar kar eksik olmuyor. Göz alıcı manzarası ve yüksek zirveleri ile ülke, dünya standartlarında kayak merkezlerine de ev sahipliği yapıyor. Bu merkezler arasında en büyüğü ve en popüler olanı Sırbistan’ın güneyinde bulunan, Avrupa’nın en güzel dağlarından biri olan Kopaonik. Sırpların çoğunun kayak yapmayı öğrendiği dağ olarak bahsedilen Kopaonik, yeni başlayanlardan deneyimli kayakçılara ve snowboardculara kadar herkes için uygun olan kayak pistlerini barındırıyor. Buradan 4 saatlik bir araba yolculuğu uzaklığında olan başkent Belgrad da kışın başka bir güzel. Belgrad Kalesi ve Aziz Sava Katedrali görülecek yerlerin başında geliyor. Yine kışın Belgrad’da yapabilecek bir aktivite olarak müze gezmeyi öneriyoruz. Birbirinden değerli eserlerle dolu müzelerden en önemlilerini ziyaret edebilirsin: Nikola Tesla Müzesi, Yugoslav Tarihi Müzesi, Askeri Müze ve Belgrad Şehir Müzesi.
ŞAMPİYONLARIN PİSTİ: ANDERMATT
İsviçre’nin Uri kantonuna bağlı Andermatt, roman kahramanı Heidi’nin yaşadığına benzer, el değmemiş dağlık kırsal alanlarla çevrili bir köy. Gotthard dağ kütlesinin merkezinde 4 vadi arasındaki bir kavşakta, 1437 metre yükseklikte, Zürih’e karayolu ve demiryolu ile kolayca ulaşılabilecek bir konumda yer alıyor. Her tarafı farklı yönlere tırmanan yüksek rakımlı geçitlerin muhteşem manzaralarıyla çevrili: Furka Geçidi, Oberalp Geçidi ve St Gotthard Geçidi. Bu geçitler sayesinde gezginler Orta Çağ’dan beri bu vadilerde seyahat ediyor ve her türlü hava koşulunda yerel halk tarafından sıcak şekilde karşılanarak misafirperverliğin tadını çıkarıyorlar. Avrupa’nın dört ana nehri Ren, Reuss, Ticino ve Rhone kalıcı buzullarla kaplı zirvelerin olduğu Gotthard bölgesinde doğruyor. Mükkemmel su ve hava kalitesine sahip.
19. yüzyılın sonlarından Soğuk Savaş’ın sonuna kadar İsviçre ordusu tarafından garnizon kasabası olarak kullanılan köyde turizm göz ardı edilmiş. Ancak ordunun ayrılmasından sonra ve özellikle son on yılda uygulanan önemli yatırım ve yenileme programından bu yana her şey değişmiş. Son derece mütevazı görünen tatlı bir İsviçre köyü, devlerle yarışır bir turizm cennetine dönüşmüş. Andermatt, Andermatt, Sedrun ve Disentis bölgeleri arasındaki 180 kilometrelik bağlantılı kayak alanına sahip, Orta İsviçre’nin en büyük kayak alanının bir parçası. Dünyanın en güzel tren rotaları arasında başı çeken Glacier Ekspress de buradan geçiyor. Tren, manzaranın keyfini çıkarabilmeniz için yukarı kadar cam kaplı. Ayrıca bir vagonu kayak sonrasında enerji almak isteyenler için “Apres Ski” isimli bara dönüştürülmüş. Bu köyde doğan ve 1970’lerde kış olimpiyatlarında ve dünya şampiyonalarında önemli başarılar elde etmiş Bernhard Russi’nin ismi buradaki en zor kayak parkuruna verilmiş.
Tüm bu kartpostalları aratmayacak güzellikte rotaların tam anlamıyla keyfini çıkarabilmek için kıyafet seçimin ve yanında götürdüğün kar malzemeleri önemli. Kardan yansıyan ışıklar için bir gözlük, yedek bere ve eldiven ile ilk yardım çantası olmazsa olmazlar arasında. Sen de eksik kalan ekipmanlarını The Moose Bay üzerinden tamamlayabilir ve korkusuzca kış maceralarına atılabilirsin!