SONBAHARIN RENKLERİNE DOYACAĞIN KAMP YERLERİ

Doğanın kendini kışa hazırladığı, yaprak dökme mevsimi sonbahar. Kamp severler için dört mevsim kamp yapmanın ayrı bir tadı olsa da sonbahar bir başka… Sararan yapraklar, azalan gün ışığı, aniden bastıran yağmurlar tipik sonbahar görüntüleri. Senin de bu görüntülere doyacağın, sonbaharın tüm romantizmini yaşayacağın, Türkiye’den en iyi kamp yerlerini derledik.

YEDİGÖLLER / BOLU

Sonbaharda kamp yapılacak en güzel yerlerden biri Bolu’daki Yedigöller Milli Parkı. Bu sebeple de kamp severlerin en çok bildiği ve tercih ettiği yerlerden oluyor. Renk cümbüşünü iliklerine kadar hissedeceğin Yedigöller’de 7 tane göl, şelaleler, seyir terasları ve anıt ağaçlar bulunuyor. İsimleri Büyükgöl, Deringöl, Seringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl olan göllerden sadece ikisinin etrafında çadır kurulmasına izin veriliyor. Deringöl ile Nazlıgöl’ün yanında bulunan ücretli kamp alanlarında kendi getirdiğin çadırını kurabilirsin. Tuvalet imkânı olsa da tuvalet kağıdı sabun gibi kişisel hijyen ürünlerini de kendin temin etmelisin. Dileyenler için milli parkın içinde konaklama hizmeti sunan bungalov evler de bulunuyor. Göllerin etrafı piknik yapmak için de oldukça uygun. Milli park içinde hiç market olmadığı için, ihtiyaç duyabileceğin tüm malzemeleri yanında getirmende fayda var. Bungalovların olduğu bölgede kahvaltı hizmeti veren ve alabalık sunan bir restoran var.

Yedigöller Milli Parkı’nı ziyaret ettiğinde muhakkak Kapankaya Manzara Seyir Terası’na çıkmalı ve uzaktan gölleri izlemelisin. Eşsiz manzaraların keyfini çıkardıktan sonra yol kenarındaki levhanın bulunduğu yerden patikayı takip ederek Karaçam Anıt Ağacı’nı da görebilirsin. Dilek Çeşmesi de son yıllarda oldukça popülerleşen, milli parkın en kalabalık yerlerinden biri. Burada dilek dileyip çeşmedeki tüm musluklardan su içenlerin dileğinin kabul olacağına inanılıyor. Yedigöller ziyaretin sırasında rahatça dolaşabilmen için ayakkabı seçimin oldukça önemli. Toprak nemli ve kaygan yapraklarla kaplı olduğu için su geçirmeyen, yer tutuşu çok iyi yürüyüş ayakkabıları tercih etmen gezinin konforunu artıracaktır.

İĞNEADA / KIRKLARELİ

Trakya’nın saklı cenneti İğneada, Istranca diğer adıyla Yıldız Dağları’nın bitki örtüsünü ve Karadeniz’in maviliğini almış doğa harikası bir yer. İnce kum sahili, gölleri, denizi, dereleri ve ucu bucağı gözükmeyen ormanıyla doğaya karışmak için en iyi seçeneklerden biri. İğneada, doğal manzaraların tadını sonuna kadar çıkarmak isteyenler için ücretli veya ücretsiz pek çok kamp ortamı sunuyor. İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı içinde doğada ıssızlığın içinde kamp yapabileceğin gibi dilersen milli park dışında daha çok olanak sunan ücretli özel işletmelerde daha rahat bir kamp deneyimi yaşayabilirsin. Longoz ormanları içinde yapacağın trekking oksijene doymanı sağlayacaktır. Şehirden uzak olması nedeniyle gökyüzü gözlemi için de oldukça uygun bir bölge. Düşünsene, doğanın göbeğine attığın çadırının önünde, temiz ve serin havayı içine çekerek, gece yıldızları izlemek gibisi yok! Bu bölgeye gitmeye karar verirsen Longoz Ormanları yazımıza bakmayı unutma!

ŞAVŞAT KARAGÖL / ARTVİN

Artvin’de doğal güzellikleriyle meşhur olan iki Karagöl var: Birisi Borçka ilçesinde diğeri Şavşat ilçesinde. İkisi de sonbaharda kamp kurup doğayı hissetmek için harika ama Şavşat’taki bir adım daha öne çıkıyor. Çünkü Şavşat Karagöl, henüz Borçka Karagöl kadar ziyaretçi akınına uğramadı. Yaban hayvanları bakımından oldukça zengin olan ve birçok canlı türüne ev sahipliği yapan Şavşat Karagöl’de kamp yaparken yerleşim yerlerinden çok fazla uzaklaşmamalısın. Sandal veya kano kiralayarak gölün üstünde turlamak için vakit ayırabilir bu doğal güzelliği daha çok yaşayabilirsin. Karadeniz’de sonbaharda kamp yapılacak en güzel yerlerden biri olan Şavşat Karagöl’e gitmişken Balık Gölü’ne de gidip bu ufak gölde de ıssızlığın içinde kamp keyfi yapabilirsin.

KÜRE DAĞLARI / KASTAMONU

Bartın ve Kastamonu illerinde bulunan Küre Dağları Milli Parkı, Karadeniz’de sonbaharın tüm tonlarını barındıran başka bir doğa güzelliği. Avrupa’nın seçkin korunan alanları ağı olan PAN Parks sertifikasını Türkiye’de alan ilk ve tek milli park olan Küre Dağları; aynı zamanda Türkiye’de en çok mağaraya ev sahipliği yapan milli park. Yaban hayvanları çeşidi ve sayısı bakımından oldukça zengin olan Küre Dağları’nda ayı ve domuz popülasyonu oldukça fazla. Bunun için kamp yaparken oldukça dikkatli olmalı yiyecek ve çöplerini açıkta bırakmamalısın. Sonbaharda kamp için en çok tercih edilen yerlerden Küre Dağları Milli Parkı, içinde göl, şelale, anıt ağaç, mağara ve birçok kanyon barındırıyor. Dünyada geçişi en zor olan Valla Kanyonu, Ilıca Şelalesi, Horma Kanyonu ve Ilgarini Mağarası gibi jeolojik yapılar ziyaretçilerin ve fotoğraf severlerin en çok ilgisini çekenler arasında.

KAZ DAĞLARI / BALIKESİR – ÇANAKKALE

Balıkesir ve Çanakkale illerine yayılmış olan Kaz Dağları, doğa tutkunları ve seyyahlar için adeta bir cennet. Dağın küçük bir kısmı milli park sınırlarında yer alıyor. Kalan diğer kısmı köylerin ve maden ocaklarının bulunduğu yerleşim ve ormanlık alanların karışımından oluşuyor. Zengin flora ve faunasıyla adından sık sık bahsettiren Kaz Dağları, Sütüven Şelalesi, Hasanboğuldu Şelalesi, Mıhlı Çayı, Şahinderesi Kanyonu ve birçok doğal güzelliğiyle mest ediyor. Milli park görevlilerinin yönlendirdiği alanların dışında burada çadır ya da karavan kampı yapmak yasak. Doğayla bütünleşebileceğin kamp alanı hizmeti sunan pek çok işletme var. Bunların içinden kendine uygun olanını seçebilirsin. Koruma altındaki alanlara trekking yapmak istersen de rehber eşliğinde gitmek zorundasın. Yabani hayvan bakımından oldukça zengin olan bölgede kamp yaparken çok dikkatli olmalısın. Gelişigüzel kamp ve trekking yaparsan istenmeyen bir durumla karşılaşabilirsin.

BORABOY GÖLÜ / AMASYA

Amasya’nın Taşova ilçesinde bulunan Boraboy Gölü’nün ismini daha önce duymamış olabilirsin. Hadi hazır çok fazla bilinmiyorken, gölün daha bakir hallerini keşfetme fırsatını kaçırma ve ilk fırsatta yola koyul! Doğallığı, bakirliği ve şimdilik son derece temiz çevre düzenlemesiyle, görür görmez kendini bir Rönesans tablosunun içindeymiş gibi hissedeceksin. Etrafındaki çeşit çeşit ağacın göl suyuna yansımasından dolayı zümrüt yeşili renginde. Tabiat parkı olarak korunan gölün çevresinde kamp ve piknik alanları mevcut. Ayrıca konaklama için bungalov evler de var. Çadırın için uygun bir yer bulup yerleştikten sonra birçok trekking parkurundan birini tercih edip oksijene doyabilir, doğanın keyfini çıkarabilirsin. Her mevsim çok serin ve soğuk olduğundan muhakkak kalın kıyafetlerle gelmelisin. Bir kere çadırı kurduktan sonra duyacağın şeyler sadece su sesi, kuş cıvıltısı ve yaprak hışırtısı olacak. Sabahları uyandığında huzuru hissedeceksin. Meditasyon, yoga ya da neyle ilgileniyorsan bunun için daha uygun bir yer yok! Öğlene doğru yükselen güneşle birlikte deniz bisikleti kiralayarak gölü turlayabilirsin. İhtiyaçlarını giderebileceğin bir market ve acıktığında güzel lezzetler bulabileceğin bir restoran da mevcut milli park sınırları içinde.

Kamp yapmak, doğayla bütünleşmek için en iyi aktivitelerden biri. Hele daha az kişinin tercih ettiği sonbahar aylarında yaparsan, doğayla baş başa kalma şansın daha yüksek! Üstelik sonbaharda doğanın kendine özgü rengini, kokusunu, dokusunu hissetmek bambaşka! Türkiye’deki en güzel kamp alanlarından birine gidip, unutamayacağın maceralarına bir yenisini katarken, fotoğraf albümüne de bakanların büyüleneceği eşsiz kareler ekle!

Doğa severlere doğaya çıkış yolu açmak ve buradan aldığı ilhamla stil önerileri, ipuçları ve çok daha fazlası ile
 The Moose Blog
 şimdi sizlerle

Bizi Takip Edin