OKYANUSUN CANI MERCANLAR BEYAZLAMA TEHDİDİ İLE KARŞI KARŞIYA!

Mercan resifleri, okyanustaki en değerli yaşam alanlarından biri. İçinde binlerce türü barındıran karmaşık bir ekosistem. Okyanusta yaşayan canlıların yaklaşık yüzde 25’i mercan resiflerinde bulunuyor. Balıklar, ıstakozlar, karidesler, denizyıldızları, denizkestaneleri, süngerler, ahtapotlar, kabuklu hayvanlar, tüplükurtlar, deniz çayırları ve deniz yosunları bu resifler üzerinde yaşayan canlılardan sadece bazıları. Mercan resiflerinin “denizin yağmur ormanları” olarak nitelendirilmeleri de bu yüzden!

Resiflerin yarıkları, girintili çıkıntılı yapıları ve bol besin içermeleri, onları birçok küçük omurgasız canlı için çok iyi birer sığınak haline getiriyor.  Resifler, bu ufak canlılarla beslenen balık türleri için de iyi bir yaşam alanı oluyor. Örneğin Avustralya’daki Büyük Set Resifi’nde 2800 balık, 400 mercan, 400 yumuşakça, 500 deniz çayırı, 215 deniz kuşu, 15 deniz yılanı ve 6 deniz kaplumbağası türünün yaşadığı biliniyor. Mercan resiflerinin bu kadar çok canlıya ev sahipliği yapması ve muhteşem renklere sahip olması, dalarak sualtı dünyasını keşfetmek isteyenler için adeta bir şölen! Bu sebeple, resifler dalış turizmi için önemli birer cazibe merkezi. Balıkçılar için ise geçim kapısı. Resiflerin diğer bir faydası da adeta doğal bir set gibi büyük fırtına ve dalgalardan kıyıları koruması. Tıp için de önemi keşfedilen mercan resifleri, kanser, HIV, bakteriyel enfeksiyonlar, virüsle ilgili hastalıklarda iyileştirici özelliklere sahip oldukları için ilaç yapımında kullanılabiliyorlar.

Gezegenimiz için bu kadar önemli yeri olduğu anlaşıldığından beri hem akademisyenler hem de çevreciler tarafından mercan resiflerinin korunması için neler yapılabileceği üstüne çok düşünülüyor. Ama bozulmasına sebep olan etkenler önlenmedikçe koruma çabaları da yetersiz kalabilir. Ne yazık ki bu konuda haberler kötü! Son birkaç yıldır dünyadaki önemli mercan alanlarıyla ilgili olumsuz gelişmeler gazete ve haber sitelerinin çevre bölümlerine yansıyor. Daha geçen aylarda Avustralya açıklarında bulunan dünyanın en büyük mercan sistemi olan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Büyük Set Resifi’nde mercanlar için en büyük tehdit olan yeni bir büyük beyazlama tespit edildi. Deniz yüzeyi sıcaklığının yükselmesiyle bağlantılı olduğu ifade edilen beyazlama olayının, son 8 yıldaki 5. olay olduğunun altı çizildi. Avustralya Büyük Set Resifi Deniz Parkı Otoritesi, Avustralya açıklarında 344 bin 400 kilometre karelik yani İtalya’nın yüzölçümü kadar bir alana yayılmış olan dünyanın en büyük mercan sisteminin tehlike altında olduğunu belirterek en son yapılan havadan gözlem çalışmasında, resifte büyük bir beyazlama olduğunu ortaya koydu. Bilim İnsanı Dr. Roger Beeden, beyazlamanın uzun bir süre boyunca ortalamanın üzerinde deniz yüzeyi sıcaklıkları sonucunda görüldüğünün altını çizerek “İklim değişikliği, Büyük Set Resifi ve dünya çapındaki mercan resifleri için en büyük tehdittir” dedi. Uzun süreli veya yoğun ısının mercanların ölümüne yol açabileceği belirtildi.

MERCAN BEYAZLAMASI NEDİR?

Peki, nedir mercanların bu en büyük sorunu beyazlama? Mercan beyazlaması, başta okyanus sıcaklığının yükselmesi olmak üzere, suyun asidik özelliğinin artması ve su kirliliği gibi çevresel etmenlerden dolayı mercanların rengini kaybetmesi anlamına gelir. Mercanlar bazen iyileşip bu durumun üstesinden gelirken bazen de sonsuza kadar yok olurlar. Okyanus sıcaklığı arttığında, polip denilen tek bir mercan bireyine göz alıcı rengini veren Zooxanthellae algleri polipleri terk eder. Poliplerin başlıca besin kaynaklarından olan alglerin gidişiyle birlikte mercanların savunma mekanizmaları zayıflar. Bu durum hasta olmalarına, hatta ölmelerine neden olur. Bazı durumlarda sıcaklık normale döndüğünde algler geri gelir ve mercanlar iyileşir.

Sıcaklığın 29–30 santigrat derece aralığının üzerine çıktığı durumlarda mercanların yaşamları tehlikeye giriyor. Özellikle en küçük sıcaklık değişimlerinden bile kolayca etkilenebilen mercan resifleri zarar görüyor. Son 30 yılda resiflerin yüzde 10’luk bir bölümü yok olmuş durumda. Üstelik tehlikenin boyutu giderek artıyor. 2050 yılına kadar resiflerin yok olacağı söyleniyor. Bu, yalnızca mercanların değil, resiflere bağlı yaşayan binlerce canlının da yok olması anlamına geliyor. Tehlikenin farkında olan bilim insanları ve doğa koruma dernekleri en azından insanlardan kaynaklanan zararları önlemek üzere resifleri koruma planları yapıp uygulamaya çalışıyor. Ancak bugün tüm resiflerin çok küçük bir bölümü tam anlamıyla korunuyor.

MERCANLARI YAKINDAN TANIYALIM

Mercanları tanımayan biri, onları ilk gördüğünde kaya ya da su altı bitkisi zannedebilir. Ancak mercanlar, gerçekte birer hayvan. Deniz omurgasızlarından Anthozoa sınıfının üyeleri. Mercanların her bir bireyine “polip” deniyor. Milyonlarca polipin bir araya gelmesiyle mercan kolonileri oluşuyor. Koloniler ağaç, dal, çiçek, beyin, geyik boynuzu, fil kulağı, mantar, tüp, ip, kaya gibi çok çeşitli biçimlerde olabiliyor. Mercanlar genellikle bu biçimlere göre adlandırılıyor; beyin mercanı, mantar mercanı, kamçı mercanı… Mercanlar genel olarak sert ve yumuşak mercanlar olarak ikiye ayrılıyor. Sert mercanların yapılarında kalkerli maddeler bulunuyor ve bir araya gelerek büyük mercan resiflerini oluşturuyorlar. Yumuşak mercanlarda ise kalkerli maddeler bulunmuyor. Küçük koloniler oluşturan bu mercanlar sağlamlıklarını dış kısımlarındaki kalsiyum içeren küçük, iğne biçimindeki yapılardan alıyor.

Mercanlar, birbirinden bağımsız bireylermiş gibi görünseler de tek bir sindirim sistemleri var. Bu nedenle kolonilerin tüm bireyleri birbirine bağımlı. Mercanların güzel görünmesinin nedenlerinden biri de renkleri. Bu renkler vücutlarında bulunan renk hücrelerinden ve beraber yaşadıkları mikroskobik tek hücreli bir deniz yosunu olan Zooxanthellae’dan kaynaklanıyor.

NERELERDE YAŞARLAR?

Mercanlar genel olarak, 30 derece kuzey ve 30 derece güney enlemleri arasında kalan sıcak denizlerde yaşar. Ancak yumuşak mercanlar, çok küçük koloniler halinde soğuk ve derin sularda da yaşayabilir. Örneğin ülkemizin kıyılarında bulunan yumuşak mercanlardan dal biçimindeki kırmızı mercan Ege Denizi’nin kuzeyinde, ağaç biçimindeki beyaz mercansa Marmara Denizi’nin derinliklerinde yaşayabiliyor. Fakat iklim uygun olmadığı için ülkemizin kıyılarında mercan resifleri bulunmuyor. Büyük resifler Hint ve Pasifik okyanuslarının tropikal kesimlerinde ve Kızıldeniz’de yer alıyor.

RESİFLER NASIL OLUŞUR?

Mercan resifleri denizlerin sığ yerlerinde, binlerce yıl boyunca, sert mercanların birikmesiyle oluşur. Resifler, kilometrelerce uzunlukta olabilir ve genellikle çok yavaş, yılda yaklaşık 1-2 santimetre büyürler. Ancak besin durumu, iklim koşulları gibi etkenler uygun olursa daha fazla büyüyebilir ve büyük adalar oluşturabilirler. Peki, bu kadar küçük canlılar nasıl büyük ve sağlam adalar oluşturabiliyor? Sert mercanlar kalsiyum, magnezyum, karbonat gibi sert yapı oluşturabilecek maddeleri çok miktarda salgılıyor. Bu maddeler, zaman içinde birikerek büyümeye başlar ve bu yapılar kristalleşerek kireç taşına dönüşür. Ölen her polip de altta kalarak büyük yapının oluşmasına katkı yapar. Böylece binlerce yıl içinde büyük resifler oluşur. Tıpkı insanların zaman içinde kentleri inşa etmeleri gibi.  Mercanlar, bu özelliklerinden dolayı “okyanusun mimarları” olarak da adlandırılıyor. Bunun yanında, mercanların resif oluşturabilmesi için deniz suyu sıcaklığının yıl boyunca 20-29 santigrat derece arasında olması gerekir. Bu koşullara ise yalnızca tropikal denizler sahip. Ancak, küçük bir resifin Norveç fiyortlarının soğuk sularında da yaşayabildiği biliniyor. Tropikal resif mercanları, beraber yaşadıkları deniz yosunlarının ışık gereksiniminden dolayı, en fazla 50 metre derinlikte yaşayabilirler.

MERCANLARI KEŞFE ÇIK!

Son olarak, oturduğun yerden suyun altına dalıp mercanları keşfe çıkmak istiyorsan, Türkçe’ye “Mercan Peşinde” olarak çevrilen Chasing Coral isimli belgeseli izlemeni ısrarla öneriyoruz. Belgeselin destekçilerinden, okyanuslar için yaratıcı projeler üreten kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan The Ocean Agency kurucusu ve CEO’su Richard Vevers “Çoğu insan büyük bir merakla uzaya bakar. Ne var ki kendi gezegenimizde de uzaylı dünyasına benzer bir dünya var. Ve burası hayatla iç içe. Bu gözden ırak, gönülden ırak bir dünyadır” diye anlatmaya başlıyor mercanların gizemli ve büyüleyici dünyasını. Sualtını keşfetmek tıpkı uzayı keşfetmek gibi! Belgesel boyunca mercan resiflerinin nasıl hassas ve özel bir ekosistem olduğu çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriliyor. Unutma daha iyi tanıdıklarımızı daha iyi koruruz!

KAYNAKLAR:

https://bilimteknik.tubitak.gov.tr/sites/default/files/posterler/agustos_2016_poster.pdf
https://oceanservice.noaa.gov/education/tutorial_corals/coral07_importance.html
https://www.noaa.gov/education/resource-collections/marine-life/coral-reef-ecosystems
https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/mercanlar
https://www.iklimhaber.org/bilim-insanlari-duyurdu-mercan-resifleri-dorduncu-kez-agardi/
https://www.ntv.com.tr/galeri/n-life/gezi/dunya-mirasi-listesindeki-dunyanin-en-buyuk-mercan-resifi-beyazliyor,rUszliH7I0KbNTndaI1k1w
https://sos.noaa.gov/catalog/datasets/coral-reef-risk-outlook/
https://oceanservice.noaa.gov/facts/coralreef-climate.html
https://oceanservice.noaa.gov/facts/coral_bleach.html

Doğa severlere doğaya çıkış yolu açmak ve buradan aldığı ilhamla stil önerileri, ipuçları ve çok daha fazlası ile
 The Moose Blog
 şimdi sizlerle

Bizi Takip Edin