DÜNYADAN NEFES KESEN KAMP DURAKLARI

Macera severler için çadır kurup geceyi yıldızların altında geçirmek kadar heyecan veren aktivite sayısı çok azdır herhalde. Uzak bir dağın eteklerine kaçmak ya da cennet gibi bir sahilde kamp alanı bulmak senin de hayallerin arasındaysa, keşfedilecek muhteşem yerler var dünyada. Yeni Zelanda’dan Hindistan’a, kamp yapmak için en özel coğrafyaları, olağanüstü güzellikteki kamp yerlerini senin için derledik.

Patagonya: Arjantin ve Şili’nin En Ücra Köşeleri

Güney Amerika’nın hem Arjantin’i hem de Şili’yi kapsayan güney ucu olabildiğince ıssız ve doğal. Maceracı bir ruha sahip olan herkes için harika bir destinasyon olan Patagonya’da, çok az yerleşim bulunuyor. Kilometrekareye 2 kişinin düştüğü bölgede bu sayı Santa Cruz eyaletine gelince kilometrekareye 1 kişinin altına düşüyor.

Patagonya’da kamp alanına ihtiyacın yok çünkü bağımsız kamp, burada bir yaşam biçimi. Bölge güvenli olmasının yanı sıra Arjantinliler ve Şilililer de doğuştan kampçılar; çadırını ıssız bir yere kurduğunu gördüklerinde şaşırmayacaklardır. Bununla birlikte ücretli hizmet veren ve doğayla bütünleşmiş pek çok kamp alanı da bulabilirsin. Patagonya’da trekking, heyecan verici zirveleri tırmanmak veya berrak göllerde kano gezisi yapmak, adrenalin dolu anlar yaşamanı ve doğanın sunduğu güzelliklerin tadını çıkarmanı sağlar.

Geniş, açık gökyüzü ve karla kaplı dağ manzaraları ile el değmemiş coğrafyalarda kamp yapmak ve en iyi yerleri keşfetmek için RN-40 yolunu takip edebilirsin. Arjantin’in RN 40 veya Route 40 olarak da bilinen efsanevi Ruta 40’ı, kuzeyde La Quiaca’dan güneyde Cabo Virgenes’e kadar And Dağları’na paralel yaklaşık 5 bin kilometre boyunca uzanan dünyanın en büyük sürüş rotalarında biri. Patagonya boyunca Göller Bölgesi’nden El Calafate’ye kadar uzanan 1400 kilometrelik rotanın güney kısmı en ünlüsü.

Batı sınırının uçlarındaki bazı destinasyonlara kendi ulaşım aracın olmadan gitmen zor. Ancak Arjantin Patagonyası’nın ayırt edici özelliklerini bu rota üzerinde veya yakınında bulabilirsin: etkileyici milli parklar, büyük dağ gölleri, en iyi pişirilmiş “asado”lar (kaburga)… Pinturas Nehri Kanyonu, Arjantin’in en ünlü arkeolojik alanlarından, kaya duvarların üzerine kolaj halinde şablonlanmış yüzlerce el resminden oluşan Cueva de las Manos Pintadas‘a ev sahipliği yapıyor. Neredeyse Şili sınırında yer alan Posadas ve Pueyrredón, aralarında sadece 200 metre olan iki güzel göl. Görkemli San Lorenzo zirvesinin altında rüzgârlara açık konumlarıyla göl kenarında dağ havası soluyabilirsin. Daha kuzeyde ise jeoloji meraklıları için olağanüstü ilgi çekici olan fosilleşmiş ağaçlarla meşhur Sarmiento Taşlaşmış Ormanı bulunuyor. Güneyde, Arjantin’in milli parklarının en ulaşılmaz ve dolayısıyla el değmemiş olanlarından biri Perito Moreno‘nun vahşi doğası uzanıyor.

Cook Dağı: Yeni Zelanda’nın En Yükseği

Dünyadaki en iyi kamp yerlerinden bahsedeceksek, Yeni Zelanda’nın sanki bu dünyanın dışından gibi görünen enfes manzaralarını da göz önüne almalıyız. Eski adıyla Aoraki, yeni adıyla Cook Dağı ülkenin Güney Ada’sında yer alıyor ve en yüksek dağı. Dağ, yerlilerin dilinde “bulutları yaran” anlamına gelen Aoraki isminden sonra İngiliz kâşif James Cook’un ismini almış. Üç bin metrenin üzerinde 19 zirvesiyle, buz ve kayalardan oluşan engebeli bölge, milli park olarak korunuyor. Fotoğrafçılar için nefes kesen manzaraları barındıran parkın yüzde 40’ı buzullarla kaplı. Buzulların en ünlüsü ise dağın yamaçlarındaki 27 kilometre uzunluğa sahip Tasman Buzulu.

Göğü delen zirveleri, uzun buzulları ve kalıcı kar alanları ile tamamı yıldızlarla dolu bir gökyüzünün altında macera severler için kamp ve trekking başta olmak üzere pek çok aktivite imkânı barındırıyor. Yeni Zelanda’nın Uluslararası Karanlık Gökyüzü Alanları’nın büyük kısmını barındıran milli park, gökyüzünü gözlemlemek isteyenlerin en popüler tercihi. Şehir ışıklarından uzakta, bu bölgede yıldızları izlemek muhteşem. Cook Ulusal Parkı Ziyaretçi Merkezi’nin websitesinde milli park ve içindeki kamp alanları hakkında daha fazla bilgi bulabilirsin. Yürüyüş rotalarına da göz atmayı unutma!

Corcovado: Kosta Rika’nın Balta Girmemiş Ormanları

Vahşi bir deneyim yaşamak ve doğayı tam anlamıyla hissetmek istiyorsan Osa Yarımadası bölgesi seni bekliyor. Kosta Rika’nın balta girmemiş ormanları, kampçılara vahşi yaşamın kapılarını aralıyor. Dünyanın en zengin biyolojik çeşitliliğine sahip Corcovado Ulusal Parkı, ıssız sahilleri ve tropikal ormanlarıyla, macera severleri yabani bir doğanın içinde kamp yapmaya davet ediyor. Parktaki kamp alanlarında konaklamayı tercih edersen maymunlar, kaplanlar hatta pumalarla karşılaşma şansın yüksek! Sahilde bir tapire rastlamak, bir pekari sürüsünü izlemek veya nehre giren bir boğa köpekbalığının yüzgeçlerini gözlemlemek macera filminden sahneler gibi görünebilir, ancak Corcovado’yu ziyaret edersen, bunlar gerçek olabilir! Kosta Rika’daki en iyi milli parklardan biri olan Corcovado Ulusal Parkı, dünya biyolojik çeşitliliğinin yüzde 2,5’unu oluşturuyor.

Sığ lagünleri, bataklıkları, mangrov bitki örtüsü, nehirleri, ıslak ormanları ve alçak irtifa bulut ormanlarını kapsayan yaklaşık 50 bin hektarlık alanı ve 46 kilometrelik kumsalı kapsayan Corcovado, Orta Amerika’nın en eşsiz ekosistemlerinden biri. Ziyaretçiler geniş topraklarında 6 bin kadar böcek, 500 ağaç, 367 kuş, 140 memeli, 117 amfibi ve sürüngen ile 40 tatlı su balığı türünü gözlemleyebiliyor. Parkta çok sayıda yürüyüş parkuru ve bölgeye özel kamp sığınakları bulunuyor.

Corcovado Milli Parkı’nı ziyaret etmek için en iyi zaman Ocak’tan Nisan’a kadar olan en kurak dönem. Özellikle gece boyunca parkta kamp yapmayı planlıyorsan bunu dikkate alman önemli. Yağmur mevsimi boyunca, özellikle Eylül ve Ekim aylarında Corcovado Milli Parkı’nı ziyaret etmek önerilmiyor. Çünkü yollar çamur içinde geçilmesi zor haldeyken, bazı yerlerde de nehirler geçilemeyebilir. Ekstrem bir macera alanı olduğundan parkta yürüyüşler için yerel bir rehber tutulması gerekiyor. Parka, yetkili bir rehber eşliğinde giriş yapılması zorunlu. Park içinde yalnızca Sirena ve El Tigre bölümlerinde yemek var. Kamp alanları da Sirena ve San Pedrillo bölgelerinde rezervasyon üzerine kullanılabiliyor. Kamp malzemelerini ziyaretçiler kendileri sağlıyor. Ya da buraya tur düzenleyen yerel turizm bürolarından paket şeklinde her şey dahil turlar satın alarak, çadır ve yemek dahil onların temin etmesiyle kamp işini pratik şekilde çözebilirsin. Park içindeki saatler ve tarifeler için buraya bakabilirsin.

Corcovado’da yaşayacağın macera; hava durumu, gelgitler, mevsimler gibi birçok faktöre bağlı değişebilir ama olağanüstü bir deneyim olacağı kesin! Maceraya devam etmek istiyorsan Drake, Puerto Jimenez, Rancho Quemado, La Palma, Carate, Los Planes, El Tigre gibi çevredeki bölgeleri de ziyaret etmeyi planlayabilirsin.

Ladakh: Hindistan’da Himalayalar’a uyanmak

Hindistan’ın kuzeyinde, sınırları Tibet ile kucaklaşan yüksek dağlar arasında yer alan Ladakh, benzersiz doğal güzellikleri, zengin kültürü ve tarihiyle büyüleyici bir bölge olarak ön plana çıkıyor. Ladakh, tarihi İpek Yolu’nun kavşağında bulunması, manastırları, gölleri ve etkileyici manzaralarıyla ünlü. Jammu ve Keşmir’deki bu seyrek nüfuslu, yüksek rakımlı bölgenin en bilinen fotoğrafları genellikle, dağın yamacına konumlanmış gompalar (bir çeşit Budist tapınağı) ve rüzgarda dalgalanan renkli dua bayrakları içeriyor. Zorlu Himalaya Dağları’nın bir parçası olan Ladakh, aynı zamanda Karakurum ve Zanskar dağları ile çevrili. İlkbaharda dağ geçidi açıldığında, önceden kurulmuş çadırlardan oluşan kamplar ortaya çıkıyor, ancak daha maceracı ruhlar, kendi çadırlarını taşımayı tercih ediyor. Sen de bu benzersiz coğrafyada kamp yapmak istersen buradaki bilgilere göz atabilirsin.

Bölgenin doğal güzellikleri arasında muhteşem göller, buzullar, vadiler ve çöl benzeri manzaralar bulunuyor. Dağlarla çevrelenmiş Pangong ve Tso Moriri gölleri, berrak mavi sularıyla Ladakh’ın doğal cazibesini simgeliyor. Ladakh, zengin bir tarihi ve kültüre sahip. Bölge, tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış. Budizm, Ladakh’ın temel dini inancı ve bölgede birçok Budist manastırı bulunuyor. Hem tarih hem de kültür açısından zenginlik taşıyan Thiksey Manastırı, Hemis Manastırı ve Shey Sarayı, Ladakh’ın turistik cazibesini oluşturan önemli noktalardan sadece birkaçı. Ladakh, doğa severler ve macera tutkunları için bir cennet. Trekking, dağcılık, bisiklet ve rafting gibi birçok açık hava etkinliği burada popüler. Ladakh, aynı zamanda geleneksel müzik, dans ve renkli kostümlerle dolu birçok festivale de ev sahipliği yapıyor. Gidiş tarihini bunlardan birine denk getirerek, maceranı daha da zenginleştirebilirsin.

Sen de kamp tutkunuysan, yukarıda bahsettiğimiz olağandışı coğrafyalardan birini seçerek, belki de hayatının en unutulmaz kamp deneyimlerinden birini yaşayabilirsin. En güvenlikli kamp için gideceğin yerler hakkında önceden ayrıntılı araştırma yapmaya ve yerel rehberlerden destek almaya önem vermelisin. Ayrıca ihtiyacın olabilecek tüm ekipmanların da yolculuk boyunca yanında olduğuna emin ol. Tüm maceralarına konfor ve keyif katacak kıyafet ile malzemeleri The Moose Bay sitesinden temin edebilirsin.

Doğa severlere doğaya çıkış yolu açmak ve buradan aldığı ilhamla stil önerileri, ipuçları ve çok daha fazlası ile
 The Moose Blog
 şimdi sizlerle

Bizi Takip Edin