ALANYA’NIN DOĞASINI YÜRÜYEREK KEŞFET

Antalya’nın popüler tatil ilçelerinden Alanya, rüya gibi plajları ve yıl boyunca oldukça yüksek sıcaklıklarda seyreden havası nedeniyle hem yabancı hem de yerli turistler tarafından çok tercih ediliyor. Tablolara konu olacak güzellikte manzaralara sahip bir Akdeniz kasabası olan Alanya’nın açık hava etkinliklerine olanak sağlayan muhteşem bir coğrafyası var. Senin de bu doğal güzelliklerden faydalanabilmen için, bölgedeki en güzel yürüyüş rotalarını derledik bu yazımızda. Çarpıcı dağ zirveleri, yemyeşil vadiler, el değmemiş kıyı şeridi olmak üzere değişik türlerdeki arazi yapısıyla Alanya, hiking ve trekking için çeşit çeşit imkânlar sunuyor.
Zorluklara meydan okumak isteyen cesur ve deneyimli maceracılar için Alanya’daki engebeli araziler, akarsularla bölünmüş vadiler, muhteşem zirveler, performanslarını ve dayanıklılıklarını kendi başlarına test etmek için güzel fırsatlar sunuyor. Dik tırmanışlarla kaslarını zorlamak, kayalık yollarda ve akarsu geçişlerinde dikkatle ilerlemek, dağ zirvelerine ulaşmanın heyecanını hissetmek adrenalinle yüklenmelerini sağlıyor. Alanya’yı kendi başına keşfetmek profesyoneller için cazip bir seçenek olabilirken, deneyimi olmayanlar için ise rehberli yürüyüş turlarına katılmak hem daha güvenli, hem de kendilerini geliştirmeleri için bir fırsat. Deneyimli yerel rehberler, katılımcıların güvenliğini sağlarken, Alanya’nın tarihi, kültürü ve doğal güzellikleri hakkında değerli bilgiler verebilir ve turistleri genelde gözden kaçan az kişinin bildiği gizli kalmış doğal güzelliklere götürebilirler. Ayrıca, eğer yalnız başına tatil yapıyorsan bir trekking grubuna katıldığında başka maceracı arkadaşlarla tanışma ve yol boyunca kalıcı dostluklar kurma fırsatına da sahip olabilirsin. O yüzden eğer doğada yürüyüş konusunda az deneyime sahipsen kesinlikle rehberli hiking ya da trekking programlarına katılman senin yararına olacaktır.
İster deneyimli bir yürüyüşçü, ister acemi bir kâşif ol, Alanya’da her seviyeden kondisyon ve uzmanlığa uygun parkurlar bulunuyor. Alanya tatilin sırasında, aşağıdaki lokasyonlardan, kendi performansına ve o günkü ruh haline uygun olan birini seçebilirsin. Hadi bakalım yürüyüş ayakkabılarını bağla, ihtiyacın olan malzemelerle dolu çantanı sırtına tak ve unutulmaz manzaralarla dolu patika için ilk adımını at!
1- Sapadere Kanyonu’nun Nefes Kesen Yolları

Toros Dağları’nın kalbinde yer alan Sapadere Kanyonu, yaklaşık 750 metre uzunluğu ve 400 metre yüksekliğiyle etkileyici bir doğa harikası. Alanya’nın Sapadere Köyü’nde bulunan kanyon üzerinde hayata geçirilen Sapadere Ekoturizm Alanı ve Doğa Yürüyüş Parkuru ile doğaya zarar vermeyecek şekilde ahşap ve çelik konstrüksiyon kullanılarak, yeni yürüyüş yolları ve rekreasyon alanları yaratıldı. Yaklaşık 3 saatlik bir yürüyüşle tamamlanan 3 bin 358 metrelik parkur boyunca şelaleler, doğal havuzlar ve yemyeşil bir doğa seni bekliyor.
Sapadere Çayı yanında bulunan ekoturizm alanı, birçok endemik bitki ve yaban hayvanına da ev sahipliği yapıyor. Sapadere Kanyonu girişinden yaklaşık 300 metre içeride mutlaka görmen gereken bir şelale ve bu şelalenin döküldüğü yerde yüzmeye müsait büyüklükte bir doğal havuz bulunuyor. Kanyona kadar gelmişken sadece doğal güzellikleri değil kültürel değerleri de öğrenmek istersen, Sapadere Köyü içerisindeki su değirmenini ve ipek dokuma atölyesini mutlaka görmelisin. Yaylalardaki karlardan eriyerek gelen buz gibi sularda yetişen alabalıklardan yemeyi de unutma. Su kenarına kurulu çardaklarda temiz orman havasını teneffüs ederken tüm stres ve olumsuz düşüncelerden arınacaksın. Yanında mutlaka mayo ve havlu getirmeyi unutma, şelale ve doğal havuzlarda buz gibi sulara dalmadan dönme.
2- Alara Han ve Alara Kalesi’nin Tarihi Atmosferi

Oldukça bakir bir alanda kalan Alara Kalesi’ne doğru yürüyüş yaparken sanki zamanda geriye adım atmış gibi hissedeceksin. Yükseldikçe göreceğin Akdeniz ve çevredeki kırsal alan manzaralarına hayran kalacaksın. Alanya’nın 37 kilometre batısında, Okurcalar beldesinde Alara Çayı’nın kenarında sivri bir tepe üzerinde yer alan Alara Kalesi, üzerinde yer aldığı İpek Yolu’nun ve Alara Çayı kenarındaki Alara Han’da mola veren kervanların güvenliğini sağlamak için yaptırılmış. Kale, 1232’de Selçuklu Sultanı 1. Alaeddin Keykubad tarafından, içerisindeki Bizans kalıntıları korunarak, yeniden inşa ettirilmiş. Alara Han da yine benzer şekilde, Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad tarafından 1231- 1232 yıllarında yaptırılmış. Sultanın Alanya, Antalya ve Konya güzergâhlarındaki seyahatleri sırasında, ordusunun konaklaması amacıyla yaptırıldığı düşünülüyor.
Aralarında yaklaşık 800 metre bulunan Alara Han ve Alara Kalesi, Alanya’dan Antalya istikametine giderken Okurcalar mevkiinden 9 kilometre içeride Çakallar Köyü’nde bulunuyorlar. Bu yönde aracınla ilerlerken karşına önce Alara Han çıkacak. Alara Han’ın önünde kısa bir mola verip etrafını dolaştıktan sonra araçla dar bir yoldan yaklaşık 1 kilometre kadar daha ilerleyebilirsin. Tabii bu sürede karşındaki tepede bulunan Alara Kalesi’nin surlarının bir kısmını görebileceksin. Ama kaleye çıkmak için kalan yolu yaya olarak devam etmen gerekiyor. Kale, 200 metreden 500 metreye çıkan sarp bir kayalığın tepesinde bulunuyor. Burada eşsiz bir manzara seni bekliyor. Dış ve iç kısım olarak ikiye ayrılan kaleye, 120 basamaklı bir dehlizden geçilerek giriliyor. Bu dehlizin ortalarına doğru derin bir çukur bulunuyor. Kalenin kalıntıları arasında küçük bir saray, kale görevlilerinin odaları ve hamam mevcut. Bu kısımları da gördükten sonra, kalenin altında yer alan Alara Çayı’nın serin sularında yüzebilir, çayın üzerinde yer alan restoranlarda, keyifli ve huzurlu bir dinlenme molası verebilirsin.
3-Dim Vadisi’nin Muhteşem Doğası

Alanya’nın güneydoğusunda yer alan Dim Çayı’nın oluşturduğu Dim Vadisi, yoğun ormanların, canlandırıcı akarsuların ve doğal manzaraların güzel bir karışımını barındırıyor. Toros Dağları’ndan doğan ve yaklaşık 60 kilometre boyunca ilerleyen çay, Alanya’nın en popüler doğal alanlarından birine hayat vermiş. Alanya merkezine yaklaşık 6 kilometre mesafede denize dökülen çayın kaynağı, Alacami Köyü’nden geliyor. Çay, geçtiği bölgelerde 12 farklı köyü besleyerek Kestel Sahili’ndeki Tosmur Plajı’ndan Akdeniz’e dökülüyor. Bu doğa harikası cennette yürürken gördüğün bitki örtüsü ve canlı türlerine hayran kalacaksın. Vadi, bir baykuş türü olan puhu’nun üreme bölgesi. Osmanlı ateşi, büyük esmer, turuncu süslü doğu kelebeği ve bavius gibi nesli tehlike altında olan kelebek türleri için de önemli bir yaşam alanı. Ayrıca burada kızböceklerini görme şansı da yakalayabilirsin!
İrili ufaklı çok sayıda mağara bulunan bölgede ziyarete açılan Dim Mağarası, 232 metre yükseklikte, Cebeli Reis Dağı’nın batı yamacında yer alıyor ve etkileyici jeolojik yapısıyla dikkat çekiyor. 360 metrelik kısmının gezilebildiği mağaranın genişliği ve yüksekliği 10-15 metre arasında değişiyor. İçinde zengin sarkıt, dikit, sütun, ve traverten oluşumları bulunuyor. Mağara, yıl boyunca sabit 18 derece olan sıcaklığıyla yaz aylarında serinlemek isteyenlerin uğrak noktası. Dim Mağarası’na ulaşım, Dim Çayı Vadisi ve Kestel beldesi üzerinden asfalt yollarla kolayca sağlanıyor. Mağara yolunda, Alanya İşletme Fakültesi ve Yaylalı Köyü’ne kadar uzanan bir yürüyüş parkuru bulunuyor. Bu parkur, doğa yürüyüşleri için ideal. Yürüyüş sırasında sana Akdeniz’in, Alanya’nın ve Toros Dağları’nın eşsiz manzaraları eşlik edecek.
Dimçayı Vadisi’deki patika, yaklaşık 10 kilometre uzunluğuna sahip. Yol boyunca mola verip manzaranın keyfini sürebileceğin restoran ve çay bahçeleri de mevcut. Dim Çayı’nın serin sularında yüzme, balık tutma ve su üzerinde, vadi yamaçlarında inşa edilmiş çardaklarda dinlenme olanağı bulabilirsin. Vadinin ortasında, Dim Çayı üzerine inşa edilmiş olan Dim Barajı ve baraj gölü çevresinde de çeşitli alternatif turizm etkinlikleri yapılıyor. Göl üzerindeki Ak Köprü mevkiinden başlayıp 5,5 kilometrelik bir parkurda rafting yapılabiliyor. Su içinde ve dışında yürümek için uygun ayakkabılar giyersen daha rahat edersin.
Dim Vadisi, asfalt yol dışına çıkıp tamamen doğanın içinde kaybolabileceğin çeşitli rotalar da barındırıyor. Çevredeki yürüyüş güzergâhı alternatiflerinden biri de yüzyıllardır köylülerin kullandığı, günümüzde ise kaderine terk edilmiş Taşbaşı Köyü’nü Alacami Köyü’ne ve yaylalara bağlayan eski bir göç yolu patikası. Taşbaşı Köyü merkezinden başlayarak önce Dim Vadisi manzarası eşliğinde geniş orman yolundan yaklaşık 1,5 kilometre yükselebilir, daha sonra orman içinden eski göç yoluna bağlanan rotada Alacami Köyü’nün üstlerine ulaşabilirsin. Bu noktadan sonra büyük bölümü inişli rota, köy merkezinde son buluyor. İstersen yaklaşık 1 kilometre daha yol kat ederek Dim şelalelerini de görebilirsin.
BONUS: GAZİPAŞA’DAKİ Kral Koyu’nun Turkuaz SularıNI GÖRMEDEN DÖNME

Sonu mavi sularda biten bir yürüyüşe kim hayır diyebilir ki? Bu sefer Alanya’da değil ama çok yakınında, onun komşusu, Antalya’nın en doğusundaki ilçe olan Gazipaşa’da bulunan bir yer tavsiye edeceğiz. Hazır Alanya’ya gelmişken vaktin varsa burayı da ziyaret edilecekler listesinde en başlara almalısın. Kral Koyu, yerel halk arasında Delik Deniz olarak da biliniyor. Muhteşem doğal manzaraları ve berrak deniziyle giderek ünleniyor. Delik Deniz ismi, koyun içinde var olan kayalıkların oyulmasıyla oluşmuş büyük bir mağaradan geliyor. Deniz tarafında ancak küçük kayıkların sığabileceği kadar genişlikte bir girişi olan Delik Deniz veya Kral Koyu, sanki denizden ayrılmış gibi görünen doğal bir havuza benziyor.
Vardığında kendini tüm dünyadan izole olmuş gibi hissedeceğin bu özel bölgeye nasıl mı gidilir? Mersin Antalya Yolu üzerinde, Alanya’ya şehir merkezinden yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta olan Güneyköy Mahallesi’ne ulaştıktan sonra Antiocheia Ad Cragum Antik Kenti tabelasını görünce sahile doğru sapmalısın. Antik kentin oradaki alana arabanı park edebilirsin. Antik kent adını Kommegene Kralı IV.Antiochos’tan almış. Kral Koyu denmesinin sebebi Kral I. Antiochos’un da burada denize girdiğinin düşünülmesi. Antik kenti gördükten sonra Delik Deniz’e doğru inen, etrafı muz bahçeleriyle çevrili dik patika yoldan yaklaşık 1 kilometrelik bir yürüyüşle Kral Koyu’na ulaşabilirsin. Akdeniz’in turkuaz sularına kendini bıraktıktan sonra denizin içinden devasa büyüklükteki delik kayaya baktığında cennetin kapısını izliyor gibi hissedeceksin. Kral Koyu’nda plaj ya da kumluk bir alan yok, her yer kayalık ve taş bunu bilerek gelmelisin. Ayrıca bu rotada hiçbir hizmet olmadığı için yanında yiyecek ve içecek de getirmen gerekiyor. Dik yokuş ve kayalık alan olduğu için dayanıklı yürüyüş ayakkabıları tercih etmelisin.
Senin için derlediğimiz yürüyüş rotalarıyla Alanya’nın harika manzaralarını keşfetme şansını kaçırma! Buradaki çoğu parkuru daha da cazip hale getiren özellik, akarsu geçişleri, şelaleler ve doğal havuzlar içeriyor olması. Yani bir kısmında istemeden ıslanabilirsin ama bir kısmında ise mavi suların serinleten cazibesine karşı koyamayarak kendini bir an önce sulara atmak isteyeceksin. Bu nedenle çantandaki eşyaları sudan korumak için suya dayanıklı bir çanta taşımalısın. Ayrıca ıslak eşyalarını saklamak için de su geçirmeyen küçük bir çanta düşünebilirsin. Ayakkabılarını da su geçirmez modellerden tercih edebilirsin. Alanya’nın sıcağına karşı yanında bir şapka bulundurmayı da unutma. İster yavaş tempolu bir yürüyüşle bol oksijen içinde huzuru hisset, ister zorlu mücadele gerektiren bir parkurda adrenalinle dolup taş, Alanya sunduğu seçeneklerle seni mutlu edecek! Ömür boyu unutamayacağın bu macerada ihtiyacın olan kıyafet ve ekipmanları, The Moose Bay’de bulabilirsin.