AĞUSTOS SICAĞINDA SERİN SULARDA FERAHLA!

Sıcaktan bunaldıysan, hamam gibi olmuş deniz suyunu tercih etmiyor ve plaj kalabalığından uzaklaşmak istiyorsan, senin için serin sularına kendini bırakıp huzur bulacağın doğal noktaları bir araya getirdik. Ağustos ayı geldiğinde Türkiye’nin pek çok yerinde, özellikle güney bölgelerinde termometreler 35 derecenin üzerine çıkıyor. Bu bunaltıcı sıcaklık, sahil kesimlerini bile etkiliyor, deniz suyu sıcaklıkları da doğal olarak yükseliyor. Kaçacak serin noktalar arayanlar için, doğayla baş başa kalabilecekleri buz gibi suların aktığı gizli cennetler hâlâ var! İşte, Türkiye’nin dört bir yanından, serinlemek isteyenler için seçtiğimiz göl, şelale ve akarsular… Fotoğraflarına göz gezdirmek bile ferahlamaya yetiyor!

Erfelek Tatlıca Şelaleleri – Sinop

İlk olarak bir sürü şelalenin bir arada olduğu bir alandan başlayalım. İrili ufaklı 28 şelaleden oluşan Tatlıca Şelaleleri, Sinop’un Erfelek ilçesinde iki ormanın birleştiği derin vadi içerisinde yer alıyor. Sinop’un saklı kalmış güzelliklerinden biri olan bu şelaleler takımı, doğa yürüyüşü sırasında birçok küçük ve büyük şelalenin yanından geçerek serin sulara ulaşma imkânı tanıyor. Dar ve 2 kilometre uzunluktaki vadinin içinden, şelalelerin kenarından, kayın ormanlarını geçerek yapacağın 2 saatlik yürüyüş sana bambaşka bir ortama ışınlanmışsın gibi hissettirecek. Sinop merkeze 45 dakika mesafede bulunan Tatlıca Şelaleleri Tabiat Parkı, botanik gezileri, doğa yürüyüşleri, trekking, koşu, fotoğraf çekimi, böcek ve hayvan inceleme, kuş gözlemciliği gibi aktiviteler için çok uygun.

Karagöl – Borçka, Artvin

Karadeniz’in nemli havasına rağmen Karagöl, yüksek rakımı sayesinde yazın bile serin kalmayı başarıyor, bunaltmıyor. Gürcistan sınırına yakın, yaklaşık 1450 metre rakımda, Borçka’da ormanlarla kaplı alanda yer alan göl, doğaseverler için mükemmel bir kaçış noktası. Artvin’in Klaskur (Aralık) Köyü yakınlarında yer alan Borçka Karagöl, aslında bir heyelan gölü. 1900’lü yılların başında, Klaskur olarak bilinen yaylanın yakınında bulunan bir tepenin kayması sonucu, Klaskur Deresi’nin önünü kapatması ile meydana gelmiş. 2002 yılında tabiat parkı ilan edilmiş. Borçka Karagöl Milli Parkı tabelasını gördüğünde, seni 6 kilometrelik parke taşlı bir yol bekliyor olacak. Muhteşem manzaralar sunan yol boyunca, gürül gürül akan şelaleler ile sonsuza uzanıyormuş gibi dizilmiş yemyeşil ağaçlar, adeta rüyadaymışsın gibi hissettirecek. Milli Park içinde kamp yapabilir, bol oksijen içinde yürüyüş ile sağlığına sağlık katabilir, gölde sandal gezisi ile ruhunu dinlendirebilirsin.

Palovit Şelalesi – Rize

Kaçkarlar’ın göbeğinde yer alan bu şelale, 15 metre yükseklikten dökülen suyu ve çevresindeki yeşilliklerle tam bir görsel şölen sunuyor. Suyu o kadar soğuk ki birkaç saniye bile altında durmak cesaret istiyor. Palovit Şelalesi, Kaçkar Dağı’nın kuzeybatı yamacında, Palovit Vadisi’nde coşkun sularıyla görenleri cezbeden bir doğa harikası. Suyun dökülürken çıkardığı sesler, kuş sesleri ve çeşitli bitkilerle bezeli toprağın nemli kokusu sana tabiatın kalbinde olduğunu hissettirecek. Fotoğraf çekebilir, doğa yürüyüşlerine çıkabilir,  piknik yapabilir, temiz havayı ciğerlerinde hissedebilirsin. Şelale çevresinde seyir terası, mesire yerleri ve kamp alanları da bulunuyor. Çamlıhemşin merkezden Palovit Şelalesi’ne olan mesafe yaklaşık 21 kilometre. Çamlıhemşin’den çıkarak Zilkale yolundan devam etmen gerekiyor. Zilkale’ye kadar asfalt, ondan sonra ise toprak yol olarak devam ediyor. Zilkale’yi geçtikten sonra solda Palovit Şelalesi tabelasını göreceksin. Bu noktadan itibaren yaklaşık 4 kilometrelik yolun sonunda işte, cennetten bir köşe seni bekliyor.

Ilıca Şelalesi – Kastamonu

Dünyanın en derin kanyonlarından biri olarak gösterilen Valla Kanyonu ve bir ucundan diğer ucuna 3 kilometre uzunluğunda ahşap platformla geçilen Horma Kanyonu ile tanınan Pınarbaşı ilçesindeki Ilıca Şelalesi, kendine özgü doğal havuzu ve yemyeşil bitki örtüsüyle her yıl daha fazla doğaseverin ilgisini çekiyor. Karadeniz’in saklı güzellikleri arasında bulunan şelale, yaz sıcağında serinleme fırsatı sunuyor.

Horma Kanyonu’nun sonunda yer alan Ilıca Şelalesi, Kastamonu’nun Pınarbaşı ilçesine bağlı Ilıca Köyü sınırları içerisinde. İlçeye uzaklığı 12 kilometre olan bu doğa harikasına ulaşmak için önce araçla Ilıca Köyü’ne gitmek gerekiyor. Daha sonra ise köyden patika bir yol takip edilerek yarım saat yürünüyor. Şelaleye varmak için farklı türdeki ağaçlar arasından yapacağın bu yürüyüş, zihnini ve bedenini fazlalıklardan temizleyecek. Arındığını hissedeceksin. Kanyon içerisinden geçen Zarı Çayı, Horma Kanyonu’nun bitiminde, yaklaşık 10 metre yükseklikten dökülerek Ilıca Şelalesi’ni oluşturuyor. Şelalenin döküldüğü yerde doğal olarak oluşmuş bir havuz var. Etrafı çok sayıda ağaç ve zengin bitki örtüsü ile çevrili. İşte bu havuza girmek senin mükâfatın olacak! Şelalenin üst kısmından gidildiğinde ise, yıllardır akan su ile kayaların aşınması sonucu oluşan çukurluklar ve oymalar şelaleye ayrı bir güzellik katıyor. Yanına yedek kıyafetler, polar gibi sıcak tutacak bir dış katman, enerji veren yiyecekler ve mataranda yeterli içecek götürmeyi unutma!

Munzur Gözeleri – Tunceli

Doğu Anadolu’ya, Tunceli’nin efsanevi Munzur Vadisi’ni sınırlarında bulunduran Ovacık ilçesine uzanıyoruz bu sefer. Munzur Dağları’nın eteğinde yer alan Munzur Gözeleri, buz gibi suyuyla ağustos sıcağında adeta serin bir cennet. Karstik kaynaktan irili ufaklı 40 göz halinde fışkıran beyaz köpüklü buz gibi sular, yamaçlardan aşağılara doğru küçük şelaleler oluşturarak akıyor ve Munzur Irmağı’na kavuşuyor. Doğal havuzlarda serinleyebilir, piknik alanlarında açık havada hem ruhunu hem mideni doyurmanın keyfini sürebilirsin. İstersen yürüyüş rotaları da mevcut. Bu doğa harikası, Tunceli merkezine 80 kilometre, Ovacık ilçe merkezine 17 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Elazığ Havalimanı’ndan ise 3 saatlik bir araba yolculuğu ile ulaşabilirsin.

Saklıkent Kanyonu – Muğla

Muğla’nın yaz sıcağında bile buz gibi suya girilebilecek nadir yerlerinden biri olan Saklıkent Kanyonu, 200 metreyi aşan duvarları ve 16 kilometrelik uzunluğuyla serinlik arayanlar için birebir. Eğer serinlikle birlikte macera da arıyorsan, senin için biçilmiş kaftan! Kanyonun içinde ilerlerken ayağının donduğunu hissedecek, kayıp düşmemek için adrenalinle yükleneceksin. Fethiye merkeze 45 dakika uzaklıkta, Antalya’nın Kaş ilçesine ise 1,5 saat uzaklıkta buluyor. Antalya ya da Muğla’da, Saklıkent Kanyonu’na yakın bir bölgede tatilini geçiriyorsan,  muhakkak bu heyecanı tatmalısın! Vadi, kanyon, akarsu, akarsuların döküldüğü alanları birebir görmek, sana bölgenin coğrafyası hakkında muazzam fikir verecektir. Günübirlik keşif ya da yürüyüş için gelenlerin yanı sıra rafting yapanların da tercih ettiği bir kanyon. Dediğimiz gibi adrenalinseverleri buraya alalım!

Mençuna Şelalesi – Artvin

Listemizdeki en yeşil serinlik duraklarından biri, Artvin’in Arhavi ilçesinde yer alan Mençuna Şelalesi. ​Orman içinden geçen yürüyüş yoluyla ulaşılan şelale, özellikle doğaseverler ve fotoğraf tutkunlarının ilgi odağı. Yemyeşil doğası ve serin sularıyla bu cennete ulaşmak istiyorsan işte yolunu tarif ediyoruz. Toplu taşıma olmadığı için özel araçla gidiliyor. Arhavi merkezden 15 kilometre güneyde, Kamilet Vadisi’nin içerisinde yer alan şelaleye varmak için tarihi Çifte Köprü ( Çifte Kemer Köprüler) istikametinde ilerlemelisin. Küçükköy tabelalarını takip ederken, yolun dereden ayrıldığı noktadan itibaren ise, köy yolunu terk ederek dereyi takip etmelisin. Araçla yaklaşık 20 dakika süren kısa bir yolculuktan sonra, yola yürüyerek devam etmek gerekiyor. Asma köprüden karşıya geçtikten sonra patika yolda yaklaşık 20 dakikalık bir tırmanışın ardından Mençuna Şelalesi’ne ulaşmış olacaksın. Oldukça dik bir tırmanış, hatta yer yer ıslanan toprak kaygan olduğu için burada ayakkabı seçimi çok önemli!  Ama şelaleye vardığın ilk andan itibaren sarf ettiğin efora nasıl değdiğini anlayacaksın. Şelalenin altında doğal olarak oluşan büyük gölde, soğuk suya dayanıklıysan yüzebilirsin. Kırmızı pullu alabalıklara da ev sahipliği yapan şelalenin suyu, 200 metre sonra Kamilet Deresi’ne kavuşuyor. Yaklaşık 90 metre yüksekten akan şelale, rakım olarak 650-700 metre yükseklikte.

Yukarıda paylaştığımız rotalar, bedenini serinletirken ruhuna da iyi gelecek. Suyun sesi huzur verirken, havaya saçılan ferahlık yüzüne değdiğinde hayat bulacaksın! Türkiye’nin dört bir yanında seni bekleyen bu serin sulara doğru yola çıkmadan önce çantana bir polar koymayı da unutma. Hava ne kadar sıcak olursa olsun, bu soğuk sular seni ürpertecektir. Hava koşullarının bu bölgelerde her an değişebilir olduğunu hep göz önünde bulundur. Ayrıca su geçirmez ve kaymaz teknolojilere sahip trekking ayakkabıları kullanman, kaygan ve ıslak zeminlerde daha güvenli ve konforlu olmanı sağlar. Bu serin macerada ihtiyacın olabilecek kıyafet ve ekipmanları tamamlamak için The Moose Bay’e uğramayı unutma!

Doğa severlere doğaya çıkış yolu açmak ve buradan aldığı ilhamla stil önerileri, ipuçları ve çok daha fazlası ile
 The Moose Blog
 şimdi sizlerle

Bizi Takip Edin