CAMINO DE SANTIAGO: YOLUN ÇAĞRISINA KULAK VER!

Bazı yollar sadece bir yerden bir yere götürmez, seni değiştirir. Camino de Santiago da öyle bir yol. Yüzlerce yıldır milyonlarca adımın yankılandığı, sessizliğiyle, yolda kurulan dostluklarla, insana bahşettiği sabretme ve sonuca odaklanma gücüyle büyüleyen bir rota. İspanya’nın kuzeyinde, Pireneler’in eteklerinden Atlantik kıyısına kadar uzanan bu tarihi ve ruhani yürüyüş hattı, Avrupalı trekking tutkunları için adeta bir ritüele dönüşmüş. Hikâyesi ve güzergâhının güzelliğiyle, dünyanın pek çok yerinden de yürüyüş severlerin ilgisini çeken popüler bir rota.

BİN YILLIK YÜRÜYÜŞ

Camino de Santiago’nun ya da Türkçe’ye çevrilmiş haliyle Santiago Yolu’nun kökeni 9. yüzyıla uzanıyor. Anlayacağın üzere “camino” İspanyolca yol demek. Efsaneye göre Hz. İsa’nın havarilerinden Aziz Yakup’un İspanyolca adıyla Aziz Santiago’nun naaşı, mucizevi bir şekilde İspanya’nın kuzeybatısındaki Compostela bölgesine getirilmiş. Bu haber yayıldığında, Avrupa’nın dört bir yanından insanlar, Santiago’daki katedrale yürümeye başlamış. Orta Çağ boyunca milyonlarca hacı, inanç ve umutla bu yolları aşmış. Bugün, bu eski patikalar birer kültürel miras rotası ve UNESCO tarafından da koruma altında. Kısa adıyla Camino diye dillerde yer edinen bu meşhur hac yolu, dini bir görevden daha çok, ruhsal bir yolculuğa, doğayla ve kendinle yeniden bağ kurmanın sembolüne dönüşmüş durumda. Herkesin bu yolu tamamlamak için kendi nedeni var. Kimisi arınmak, kimisi sadeleşmek, kimisi ise sadece yürümek için geliyor.

“BUEN CAMINO” NE DEMEK?

Camino’yu özel kılan şey, sadece dağlar, taş yollar, yeşil vadiler değil. Küçük köylerde yürüyüşçülere “Buen Camino!” diyen yaşlılar, taş evlerle dolu yamaçların gölgesindeki kiliseler, akşam yemeklerinde paylaşılan makarna ve şarap sofraları…

“Buen Camino” İspanyolca bir selam. “İyi yolculuklar” veya “Yolun açık olsun” anlamına geliyor. Ama Camino kültüründe bu kelime bundan çok daha fazlası. Yolda karşına çıkan biri “Buen Camino!” dediğinde, aslında sana “Senin yolculuğunu kalpten anlıyorum” demiş oluyor. Çünkü kendisi de bu yolda benzer arayışlarda. Bu selam, yol arkadaşlığına, içsel keşfe ve paylaşılan yürüyüş deneyimine duyulan saygının simgesi. Camino’nun her adımında yankılanan bu ifade, hem motive edici hem de bir çeşit dua gibi.

ROTALAR: HER YOL SANTİAGO’YA VARIYOR

Camino de Santiago aslında tek bir rota değil, bir rotalar ağı. Avrupa’nın farklı noktalarından başlayıp İspanya’nın kuzeybatısındaki Santiago de Compostela Katedrali’nde birleşiyorlar. Teknik olarak, kendi Camino’na Avrupa kıtasının herhangi bir yerinden başlayabilirsin! Ancak, var olan yedi geleneksel Camino rotası, önemli altyapılar sunduğu için tercih ediliyor. Yürüyüşçüler, restoranların “menú del Peregrino” (hacı menüsü) fırsatlarından, rota işaretlerinden, damgalama sisteminden ve hacı pansiyonlarından (albergue) yararlanabiliyorlar. Bu da yürüyüşçülerin yolculuğunu destekliyor ve yolun ruhunu daha çok hissetmelerine sebep oluyor. Her rota, mavi renkli kilometre taşı işaretlerine yerleştirilmiş altın rengi deniz tarağı kabukları ve boyalı sarı oklarla işaretlenmiş. Sadece kabuğu takip et, yol seni götürür… Her biri kendine has manzaralar, zorluklar ve ruhlar taşıyor. Senin için derlediğimiz bu rotalardan kendine uygun olanı seçebilirsin.

1. CAMINO FRANCES (FRANSIZ YOLU) / KLASİK VE EN POPÜLER ROTA

  • Başlangıç: Saint-Jean-Pied-de-Port (Fransa)
  • Bitiş: Santiago de Compostela
  • Mesafe: 780 kilometre
  • Süre: 30–35 gün

Camino’nun kalbi diyebileceğimiz bu güzergâh, Pirene Dağları’ndan başlayıp İspanya’nın ortasından geçiyor. Yürüyüşçüler için en çok konaklama ve yönlendirme tabelasının olduğu rota. Kültür, tarih, doğa ve sosyal atmosfer açısından da en zengini. Uçakla Madrid veya Bilbao’ya gidebilirsin. Madrid’den Pamplona’ya hızlı tren (3–3,5 saat), ardından Pamplona’dan Saint-Jean-Pied-de-Port’a otobüsle (2 saat) ulaşabilirsin. Bilbao’dan geliyorsan, Pamplona’ya otobüsle geçip aynı hattı izleyebilirsin.

2. CAMINO DEL NORTE (KUZEY YOLU) / DENİZ VE DAĞ ARASINDA

  • Başlangıç: Irún (İspanya)
  • Bitiş: Santiago de Compostela
  • Mesafe: 820 kilometre
  • Süre: 35–40 gün

Bu rota, Biskay Körfezi boyunca uzanıyor. Atlantik kıyısında yürümek ve serin deniz havası almak isteyenler için ideal. Fiziksel olarak biraz daha zorlu ama manzara ödülü büyük. Türkiye’den Bilbao veya San Sebastián’a uçabilirsin. San Sebastián’dan Irún’a ise tren veya otobüsle (30 dakika) ulaşabilirsin.

3. CAMINO PORTUGUES (PORTEKİZ YOLU) / YEŞİL VE SESSİZ

  • Başlangıç: Porto veya Lizbon (Portekiz)
  • Bitiş: Santiago de Compostela
  • Mesafe: Porto’dan 240, Lizbon’dan 600 kilometre
  • Süre: 10–25 gün

Huzurlu ve yeşil bir rota. Bağlar, nehirler ve köy yolları arasında ilerliyor. Portekiz misafirperverliği, sessiz kasabalar, taze balık ve elbette Porto şarabı eşlik ediyor. Türkiye’den Porto ya da Lizbon’a uçabilir, buralardan yürüyüşe başlayabilirsin. Veya vaktin kısıtlıysa kuzeyde Valença’ya trenle geçebilir, Camino’ya buradan katılabilirsin.

4. CAMINO PRIMITIVO (İLK ROTA) / EN ESKİ VE ZORLU

  • Başlangıç: Oviedo (İspanya)
  • Bitiş: Santiago de Compostela
  • Mesafe: 320 kilometre
  • Süre: 12–14 gün

En eski olan bu rota, 9. yüzyıldaki ilk hacıların izinden gidiyor. Dağlık, sessiz, doğayla baş başa kalabileceğin bir parkur. Gerçek trekking ruhu burada. Madrid veya Bilbao’ya uçtuktan sonra, trenle Oviedo’ya yaklaşık 5 saatte varabilirsin.

5. CAMINO INGLES (İNGİLİZ YOLU) / KISA AMA DERİN

  • Başlangıç: Ferrol veya A Coruña (İspanya)
  • Bitiş: Santiago de Compostela
  • Mesafe: 75-120 kilometre
  • Süre: 4–6 gün

Kısa tatilinde Camino yapmak isteyenler için mükemmel. İspanya’nın Galiçya kıyılarından başlayan küçük ama samimi bir yolculuk. Eskiden İngiliz ve İrlandalı denizcilerin Santiago’ya yürüdüğü kısa ama tarih dolu rota. İstanbul’dan Madrid’e uçabilirsin. Oradan A Coruña’ya iç hat uçuşu bir saat sürüyor. Ferrol ya da A Coruña’dan yürüyüşe başlayabilirsin.

6. VIA DE LA PLATA (GÜMÜŞ YOLU) / GÜNEYDEN KUZEYE MACERA

  • Başlangıç: Sevilla (İspanya)
  • Bitiş: Santiago de Compostela
  • Mesafe: 1000 kilometre
  • Süre: 40–50 gün

Bu rota, İspanya’nın neredeyse tamamını, güneyden kuzeye doğru geçiyor. Sessiz, az kalabalık, sıcak ve uzun, neredeyse sonsuzluk hissi veriyor. Ruhani yolculuk hiç bitmeyecekmiş gibi hissettiriyor. Türkiye’den Sevilla’ya uçakla gidebilir, Sevilla merkezinden rotaya doğrudan çıkış yapabilirsin.

7. CAMINO FINISTERRE / DÜNYANIN SONUNA DOĞRU

  • Başlangıç: Santiago de Compostela
  • Bitiş: Finisterre (Fisterra) veya Muxía (İspanya)
  • Mesafe: 90 kilometre
  • Süre: 3–4 gün

Bu rota diğerlerinden farklı, Santiago’dan yürüyüşe devam ederek okyanusa ulaşıyorsun. Santiago’da katedrale vardığında “henüz bitmedi” diyorsan bu rota tam sana göre. Orta Çağ’da burası dünyanın sonu olarak kabul edilirdi. Kelime olarak da dünyanın sonu anlamına gelen Finisterre veya diğer adıyla Fisterra’da, güneşin okyanusa batışını izlemek, yolun sembolik sonu sayılır. Gün batımını izlerken etrafı bir sessizlik kaplar, Camino burada gerçekten tamamlanır.

YOLUN SONU VE ANLAMI: SANTIAGO DE COMPOSTELA KATEDRALİ

İspanya’nın Galiçya bölgesinin başkenti Santiago de Compestela’ya doğru günlerce yürüyüp, sonunda katedral kulelerini ilk gördüğün an, gerçekten büyüleyici. Santiago de Compostela Katedrali’nin önündeki meydanda oturup ayakkabılarını çıkarırken, bedenin kadar ruhun da dinleniyor. Çünkü oraya sadece köy, kasaba ya da şehirlerden geçmiş olarak değil, yolu yaşamış biri olarak varıyorsun. Ve birçok kişi gibi sen de fark ediyorsun ki bu yol bitmiyor, sadece şekil değiştiriyor.

HATIRA İÇİN SERTİFİKALAR VE DENİZ KABUĞU

Camino’ya çıkan herkesin hayali, Santiago Katedrali’ne vardığında alınan “Compostela” belgesi. Bu sertifika, hac yolculuğunu tamamladığını gösterir ve üzerinde adın Latince olarak yazılır. Ancak bunu alabilmek için en az 100 kilometre yürümüş ya da 200 kilometre bisiklet sürmüş olmak gerekir. Başlangıç noktasından temin edilen “Credencial del Peregrino” adlı hacı pasaportunda her gün en az 2 farklı noktada alınan damgalar (sellos) ile katedilen mesafe belgelenmiş olur. Santiago de Compostela’ya vardığında, damgalanmış bu pasaportu göstererek Compostela’nı alabilirsin.

Daha az bilinen ama çok özel bir ikinci belge daha var: “Certificado de Distancia” (Uzaklık Sertifikası). Bu belge, nereden başladığını, kaç kilometre yürüdüğünü ve hangi tarihler arasında yol aldığını yazar. Yani biraz “kişisel başarı sertifikası” gibi. Oficina del Peregrino’dan, Compostela ile birlikte küçük bir ücret karşılığı alınabilir. Eğer tüm rotayı değil de son kısmını yürümek istersen Compostela alabilmek, yani en az 100 kilometre yürümüş olmak için, Sarria kasabasından başlaman yeterli olur.

Efsanelerde, eski hacıların yürüyüşleri sırasında kaynaklardan su içmek için deniz taraklarının kabuklarını kullandıkları söylenir. Din adamları ayrıca, Katedral’e vardıklarında ve Camino’yu tamamladıklarında hacılara bir deniz kabuğu verirlermiş. Bu yüzden de deniz tarağı kabuğu bu yolun simgesi.

Yolda olmaya bu kadar alışmışken, normal düzenine, yaşadığın şehre dönme ve yürüyüşü bırakıp ulaşım araçlarını kullanma fikri ilk başta garip gelecek. Ama Santiago’ya vardığında dönüş için şehirde havaalanı var, Madrid ve Barselona’ya aktarmalı uçuşlar mevcut. Kolaylıkla dönüş yolculuğunu tamamlayabilirsin.

YOLUN RUHU: SESSİZLİK, DOSTLUK, DEĞİŞİM

Camino’nun en güzel yanı, konfor değil paylaşım üzerine kurulu olması. Konaklama genellikle “albergue” denilen yürüyüşçü yurtlarında yapılıyor. Bazen kilise tarafından, bazen köy halkı tarafından işletilen bu yerlerde 10–20 kişi aynı salonda kalıyor, birlikte yemek yapıyor, sohbet ediyor. O an anlıyorsun ki Camino’da herkes aynı. Ülkeler, diller, statüler bu yolda anlamını yitiriyor. Geriye sadece yürüyen insan kalıyor.

Yürüdükçe sadeleşiyorsun. Günde 25 kilometre yol alırken, her adımın seni biraz daha içeriye, biraz daha derine götürüyor. Kimi sabah yalnız yürüyorsun, kimi akşam farklı dil konuşan bir yürüyüşçüyle gülüyorsun, kimi gün sadece rüzgârın sesi eşlik ediyor. Camino, seni hızdan, plandan, kontrol arzusundan kurtarıyor. Yavaşlamayı, beklemeyi, kabullenmeyi öğretiyor. Belki de bu yüzden, herkes yolun sonunda aynı şeyi söylüyor: “Camino beni değiştirdi.”

HAFİF YÜRÜ, DERİN HİSSET!

Camino’da en önemli kural: az eşya, çok huzur. Sırt çantanda sadece gerçekten ihtiyaç duyacağın şeyleri taşı. Çantan hafif olsun, vücut ağırlığının yüzde 10’unu geçmesin. Yani ortalama 6–8 kilo ideal olur. Senin için bir ihtiyaç listesi hazırladık ama mevsime göre sen ekleme ya da çıkarma yapabilirsin.

Temel Ekipman:

  • Hafif, su geçirmez trekking ayakkabısı
  • 2–3 çift hızlı kuruyan çorap
  • Yağmurluk
  • Şapka ve Buff
  • Rahat yürüyüş taytı, pantolonu veya şort

Konfor Eşyaları:

  • Uyku tulumu
  • Mini havlu
  • Kulak tıkacı (toplu yatakhanelerde gerekebilir)

Bakım ve Sağlık:

  • Ayak kremi, yara bandı
  • Küçük ilk yardım seti
  • Güneş kremi

Diğer Ufak Şeyler:

  • Su matarası
  • Hac pasaportu (Credencial)
  • Küçük defter ve kalem

TADILACAK 5 YEREL LEZZET

Camino sadece doğa değil, bir lezzet yolculuğu aynı zamanda. “Menú del peregrino” (yürüyüşçü menüsü) genellikle 10–12 euro civarında ve üç çeşit yemekle geliyor. Sade ama kalpten. Yürüyüş boyunca yerel cafe ve restoranlarda denemen gereken beş lezzet var:

1. Tortilla Española (İspanyol omleti)
Yumurtalı, patatesli, sade ama doyurucu. Sabah kahvesinin yanında harika gider.

2. Queso de O Cebreiro
Galicia’nın ünlü kremamsı keçi peyniri. Taze ekmekle birlikte mutluluk formülü.

3. Pulpo a la Gallega
Zeytinyağlı, paprikalı ahtapot. Melide kasabasındaki versiyonu efsane.

4. Rioja Şarabı
La Rioja bölgesinden geçerken yürüyüş sonrası küçük bir kadeh yorgunluğu götürür.

5. Tarta de Santiago
Badem unlu, pudra şekerli geleneksel kek, bu yolun simgesi.

YOLUN ÇAĞIRDIĞI YERE GİT!

Camino de Santiago, bir çizgiyi ya da haritayı takip etmekten çok daha fazlası. Hem fiziksel hem de manevi bir dönüşüm fırsatı. Bazen 780 kilometre değil de sadece birkaç adım yürürsün ama seni yıllarca değiştirecek bir deneyim yaşarsın. Camino da öyle, ister ufak bir kısmını, ister tamamını deneyimle… Camino’ya çıkmadan önce kimse tam olarak neden yürüdüğünü bilmez. Ama döndüğünde herkes kendi içinde bir aydınlanma yaşar. Adımlarınla değişen bir rota, her gün yeni bir manzara, her sabah yeni bir başlangıç… Yol seni çağırıyorsa, cevap ver. Belki de hayatının en anlamlı yürüyüşü seni bekliyordur.

Rotalardan fotoğraflar, deneyimleyen kişilerden yorumlar ve daha fazla ayrıntı için yetkili makamların ortaklığıyla hazırlanan Google Arts And Culture platformunun eğlenceli sayfasına göz atabilirsin. Bu özel deneyimde ihtiyacın olabilecek kıyafet ve ekipman için The Moose Bay’e uğramayı da unutma. Buen Camino!

Doğa severlere doğaya çıkış yolu açmak ve buradan aldığı ilhamla stil önerileri, ipuçları ve çok daha fazlası ile
 The Moose Blog
 şimdi sizlerle

Bizi Takip Edin